12 Ocak 2013 Cumartesi

nükleer facia


Nükleer santrallerde enerji,  istasyonun merkezindeki reaktörün içinde üretilen ısıyla sağlanır. Bu ısı, uranyum atomunun zincirleme reaksiyonu sonucu elde edilir. Atomun çıkardığı ısı enerjisi yüksektir, ama çıkardığı radyasyon çok daha yüksek ve zararlıdır. Ancak özel binalarda veya kurşun mezarlarda saklanabilir. Reaktörde, açığa çıkan nötronları emme yeteneği olan kontrol çubukları vardır. Çubuklardan çıkan bu ısı reaktörün çevresini saran gaz tabakası tarafından emilir. Isınan gaz ısı değiştirici de ki ufak boruların içindeki suya alınır.
Uranyum içerisinde ısı verecek enerji tükendikten sonra uranyum çubukları soğuyuncaya, radyasyon normal seviyeye gelinceye kadar suyun altında muhafaza edilirler. Muhafaza süresi dolduktan sonra yapılan analizler sonunda  radyasyon seviyesi yüksek olanlar ayrılır.  Radyasyonu normal düzeye inen katı cisimler toprağa gömülürken, sıvı olanlar denizlere veya göllere karıştırılır.
Nükleer Santrallerin İnsan Sağlığına Zararları


  1. Nükleer reaktörlerin çalışması sırasında atık olarak ortaya çıkan Plütonyum üst düzeyde zehirli ve kanser yapıcıdır. Doğada bulunma ömrü 250 yıldır.
  2. Açığa çıkan bir diğer radyoaktif madde olan STRONSİYUM yağış yoluyla bitkilere oradan da hayvanların sütüne geçerek insanlara bulaşır. Kan kanserine ( lösemi) yol açar. 280 yıl ömrü vardır.
  3. SEZYUM ve İYOD’ da besin yoluyla insan vücuduna girer ve  Tiroid bezi kanserine, çocuklarda büyüme aksaklıklarına ve genetik bozukluklara neden olur.
  4. 1986 yılında Çernobil‘de meydana gelen nükleer patlama sonucu etki alanına giren bölgelerde radyasyonun zararları etkilerine uzun yıllar rastlanmıştır.